28 Ekim 2011 Cuma

SÜMER TABLETLERİ ve KUTSAL KİTAPLAR

Zecharia Sitchin ‘in 12. . GEZEGEN adıyla, 1977 yılında yayınladığı, dilimize 1998 yılında çevrilmiş, günümüzde popüler olmuş kitabını okuduğum sırada, iddialarında sürekli atıf yaptığı Sümer Tablet ‘lerinden dolayı, inanmakta güçlük çektiğim bazı tablet çevirileri oldu. Beni şaşırtan konular ve cümlelerle karşılaşınca, Sümer tabletleri hakkında araştırmaya başladım. İnancımı etkileyen öyle metinler vardı ki, kutsal kitaplarımızda ki anlatılanlar ile aynı veya benzerdi. Ürkerek, şaşırarak bu kez kutsal kitaplara döndüm. Sümerler ve kutsal kitapları çok az yorum yaparak, yalnızca benzerliklerini ve ilgilerini ortaya koyarak, sizlere aktarmaya ve sizlerle paylaşmaya karar verdim ve bugünkü sunumu hazırladım.
Rönesans ve Reformların yüzyıllarında( 15 ve 16 ) eski Yunan Uygarlığı ‘nın pek çok yapıtının Avrupa dillerine tercüme edilmesiyle, Avrupa medeniyeti, karanlıklar içinden kurtulurken; şükran nişanesi olarak ta; Yunan ve Latin Kültürü ‘nün üstünlüğünü yıllarca dile getirdi ve savundu.
Zaman geçtikçe Yunan Uygarlığı ‘nın bilgi kaynağının; Orta Doğu vasıtasıyla veya doğrudan Mısır Uygarlığı ‘ndan oluştuğunu ve geliştiğini fark ettiler. Bu kez gözleri Mısır ve Orta Doğu ‘ya çevrildi. Yıllarca Mısır hiyerogliflerinde metinler çözülmeye çalışıldı, gerçek bilgi kaynağı, gün ışığına çıkmıştı.
Ancak; Avrupalının düşüncesi yine bulanıktı, inanç kaynağı olan, Eski ve devamı Yeni Ahitlerde adı geçen ve bilinmeden ve doğrudan kabul edilen eski uygarlıklar ve şehirler bu kez merak uyandırmaya başladı. İlahiyatçılar ile bilim adamları, bulduklarıyla ya sustu, ya çığlık attı - ya şaşırdı, ya da sevindi, ama her şeyi iyice birbirine karıştırdı.
Tevrat Yaratılış 10. Bab/8-12 ‘de
“Kuş ‘un Nemrut adında bir oğlu oldu, yiğitliğiyle yeryüzüne ün saldı. Rab ‘bin önünde yiğit bir avcıydı, “Rab ‘bin önünde Nemrut gibi yiğit avcı” sözü buradan gelir. İlkin Şinar topraklarında, Babil, Erek, Akat, Kalne kentlerinde krallık yaptı. Sonra Asur ‘a giderek Ninova, Rehovat-ir, Kalah kentlerini ve Ninova ‘yla önemli bir kent olan Kalah arasında Reseni kurdu. Büyük şehir budur. ”
Ne diyordu Tevrat, neresiydi buraları? Asur, Erek, Babil. Bu bölge hakkında İ. Ö. IV ile İ. S. IV yy. larda Herodotos ve Ksenofon, Sicilyalı Diodoros, Yaşlı Plinius ve Straban bir şeyler anlatıyordu. Bu kayıp ülkeler, şehirler nasıl bulunacaktı? Bir zamanlar uygar dünyanın merkezi olan bu yerler nerelerdeydi? Mezopotamya ‘nın yıkık taşlarının hüzünlü görkeminden bile yoksun harabelerle kaplı bu eski toprakları kim bulacak ve kim inceleyecekti? 1620 ‘de Romalı Pietro Della Valle, 1644 ‘lü yıllarda Fransız Jean-Baptiste Tauernier ve 1770 ‘de Danimarkalı Carsten Niebuhr gibi meraklı gözüpek insanlar Persepolis ‘te geziyordu. Grek ‘lerin kıskançlık ve gıpta ile baktığı ve daha sonra yakıp yıktığı Persepolis, o günlerde bilinen ve ilk gidilecek yerdi.
I. Darius ‘un İ. Ö. 521-486 kendine yaptırdığı mezar ile oğlu I. Kerkes ‘in İ. Ö. 485-465 Hemedon ‘da yaptırdığı 3 sütunda, 20 ‘şer satırdan oluşan yazıtı, 1840 ‘da bulunduğunda tarihe ışık tutuyor, yeni bir şeylere başlangıç oluyordu. Araştırmacılara bir söylevin, Persepolis ‘de üç çeşit yazı ile her
Bu eski Pers krallarının dilleri Zerdüşt dininin kutsal metinlerdeki dile benziyor gibi idi.
Yazıda: İlk sütun, bu Eski Farsça denilen bir dil idi, çözülmüştü, I. Darius ‘un zaferlerinden söz ediliyordu. İkinci sütundaki dil tanınan hiçbir dil ile uzaktan yakından bağlantılı değildi, “Medler”e veya “İskitler”e ait denildi ise de, bu dilin Elam ‘ca olduğu ortaya atıldı. Üçüncü dili çözmek için Babil ‘de olmak gerekiyordu. Buna önce Asur dili denildi, ancak simetrik babil diliyle birlikte bunun da önceleri Akad dili olduğu anlaşıldı.
1850 ‘lerde Asur-bilim doğdu. Tabletler, metaller derken İsa ‘dan önce 1100 ‘lerde yaşamış kralların yüzlerce satırlık yazıları çözüldü.
1872 ‘de Asur bilimci George Smith elindeki tabletlerde Tufan Hikayesini okuyunca Kutsal Kitap Tevrat ‘ın “dünyanın ilk ve en eski kitabı” olma ayrıcalığı sona erdi. İngiltere ve onu dinleyenlerle her şey altüst oldu.
Bütün Kutsal Kitaplar uzun bir zincirin sadece halkaları idi.
Bu dil ve yazı Mısır hiyerogliflerinde olduğu gibi, belirtilmek istenilen şeyleri temsil edecek resimlerle başlamış olmalıydı. Yoksa yeni bulunan bu dil onlardan önce de var olan ve İ. Ö. 5 inci yüzyıllara kadar gelebilmiş başka bir kültürel grubu veya halka mı ait idi? Mezopotamya ‘da Samiler ‘den, Babil ‘lerden, Asur ‘lardan önce birileri de olabilir miydi? Düşünce yazısının ve bunun sesçil uygulamalarının dayandığı bu dili daha önceden konuşanlar var mıydı ki, bu kitabede yer almıştı.
En uzun yürüyüş bir adımla başlar, artık çalışmalar heyecanlı hale gelmişti.
Mezopotamya ‘nın güneyine ve daha derinlerine kazıların inmesi gerekiyordu. Daha eski ve tamamen farklı bir üslupta olduğu açıkça görülen çok sayıda tablete ulaşıldı. 1905 yılında Francois Thureau-Dangin Sümerce ve Akadca ‘yı tamamen farklı olarak ortaya koydu, tamamen ayrı kökenden bir dilin varlığı, (Sümerce) kanıtlandı. Evet Persepolis ‘teki

üçüncü sütun Sümerce idi. İ. Ö. 500 ‘lerde bile yaşayan bir dil idi ve binlerce yıl öncesine aitti.
Şimdi, Musul ‘dan aşağıda Horsabad, kazılara merkezdi. Güneyde Dicle ve Zap suyunun birleştiği yerde Nimrud Harebeleri vardı. Antik Ninova ‘nın yerleşim alanı burada sanıldı. Ama burası Tevrat ‘taki Ninova değildi. Botta tarafında koyuncuk tepesi bulundu, burada Asurbanipal ‘in sarayı ve kütüphanesi ortaya çıkarıldı.
Bu toprağın derinliklerinde daha eski, tamamen yabancı, bilinmeyen, herkese ve tüm uygarlıklara esin kaynağı olmuş ve kesinlikle kimse tarafından var olduğu düşünülmemiş bir kültür gün ışığına çıkıyordu.
1889-1900 yılları İngiliz, Alman, Fransız arkeologlardan sonra Amerikalılar bölgeyi farkettiler ve onlar da çalışmalara katıldılar. Nippur ‘un güneydoğusunda en eski, en büyük tapınağa rastladılar. Tanrıların ve insanların hükümdarı ENLİL ‘e ithaf edilen EKUR tapınağın duvarında;
“ENLİL için, bütün ülkelerin kralı, çok sevgili efendisi, tapınağını desteklemesi için Enlil ‘in Nippur ‘a çağırdığı Amarsuena, Ur ‘un hükümdarı, güçlü kralı, dünyanın dört bir yanının hükümdarı, bu gördüğünüz tapınağı inşa ettirdi, sungularından bal, yağ ve şarap hiçbir zaman eksik olmayacak ”
diye yazıyordu. Amerikalılar, bugün Irak savaşı sırasında Bağdat müzelerinde yaptıkları gibi, telaşla 23. 000 tableti hemen Philadelphia Üniversitesi müzesine taşıdılar.

1 yorum:

  1. Mystino Casino: 100% Up To $/€ 300 Welcome Bonus
    Mystino offers a new 11bet way to win real クイーンカジノ money with no deposit and an exciting ミスティーノ online casino experience. The casino also offers a host of free spins on

    YanıtlaSil